Son yıllarda sıklıkla kullanılan yöntemlerden biri olan yağ enjeksiyonu oldukça geniş bir uygulama alanına sahiptir. Çok etkili bir yumuşak doku dolgu malzemesi olan yağ en iyi tolere edilen dolgu malzemeleri arasında yer alır.
Kişinin kendi vücudundaki yağ dokusunun kullanılması nedeniyle alerjiye ya da yan etkiye neden olabilecek bir işlem değildir.
Yağ enjeksiyonu hem yüz, el, bacak, göğüs ve kalçaların kozmetik görünümlerinin hem de vücuttaki yara izlerinin iyileştirilmesinde güvenilir bir şekilde kullanılan yöntemlerdendir.
Yağ enjeksiyonu ya da otolog yağ nakli kişinin vücudunda fazla yağ bulunan karın, kalça, göbek gibi bölgelerden alınan yağın işlemden geçirildikten sonra vücudun hacim eksikliği görülen bölgelerine enjekte edilmesi ile gerçekleştirilen bir prosedürdür. Yüz dışında vücudun farklı bölgelerine de uygulanabilen yöntem ile ciltteki deformasyonların düzeltilebilmesi mümkündür. Yağ enjeksiyonu başka cerrahi girişimlerin bir parçası olarak da uygulanabilen bir prosedür olma özelliğine sahiptir. Yüz germe prosedürü sırasında yağ enjeksiyonu ile yanakların doldurulması işlemi de bu kapsamda yer alır.
Yağ enjeksiyonu; vücudunda ve yüzündeki belirli bölgelere hacim kazandırılmasını isteyen 18 yaşının üzerindeki kişilere uygulanabilir. Yağ enjeksiyonu yönteminde kullanılacak olan yağın genellikle kişinin kalça, karın, uyluk, bel bölgelerinden alınması tercih edilir. Ancak cerrahın uygun gördüğü durumlarda donör olarak başka bölgeler de kullanılabilir.
Yağ enjeksiyonu kişinin vücudunun belirlenen bölgelerinden yağ çıkarılması, çıkarılan yağın bazı işlemlerden geçirilmesi ve işlenerek saflaştırılmış yağın uygulama bölgesine enjekte edilmesi ile tamamlanan bir süreçtir.
Uygulamanın ilk aşamasına başlanmadan önce hem donör bölgeye hem uygulama bölgesine lokal anestezi uygulanır. Daha sonra liposuction yöntemi kullanılarak donör bölgeden yağ alınır.
Alınan yağ hücreleri boşaltma ve santrifüjleme işleminden geçirilir. Bu sayede canlı adipoz yağ hücreleri ile döküntü, yağ, fazla sıvı ve ölü hücreler ayrılmış olur. Yağın steril bir salin solüsyonla yıkanması yöntemi de uygulanabilir. Bu işlem sonucunda atılan yağlar genellikle greftte yaşamayacak yağ hücreleri olduğundan iyi hücreler açısından yaratabilecekleri sorun önlenmiş olur. Yağ enjeksiyonunda liposuction yöntemi ile alınan yağın hangi işlemden geçirileceği hangi bölgeye uygulama yapılacağına göre değişir. Çok ince cilt dokusuna sahip olan bölgelere yönelik göz altı yağ enjeksiyonu gibi uygulamalarda nano greft yöntemi tercih edilmekle birlikte diğer yüz bölgelerinde genellikle micro greft yöntemi kullanılır. Diğer bir deyişle macro, micro ya da nano greftlerin uygulama yapılacak olan bölgeye göre hazırlanmanın uygulamanın başarısı açısından çok önemlidir.
İşlemden geçirilen yağ hacim kazandırmak için uygulama yapılacak olan bölgeye, deri altı dokusu boyunca küçük damlacıklar şeklinde enjekte edilerek prosedür gerçekleştirilir. Enjekte edilen yağ greftlerinin hayatta kalabilmesinin yolu her yağ damlasına maksimum seviyede kan tedarik edilmesinden geçer. Vücut enjekte edilen yağın bir kısmını uygulamadan sonraki süreçte emer ve kalan yağların etkisi gözlemlenir.
Uygulamadan önce hastanın şikayetleri dinlenir, genel vücut yapısı incelenir ve uygulama yapılacak olan bölge değerlendirilir. Donör bölge tespit edilir. Ardından uygulama bölgesine ne kadar yağ enjeksiyonu yapılacağı gibi noktalar özelinde süreç planlanır. Hastanın kan sulandırıcı özelliğe sahip ilaçları kullanması söz konusuysa operasyondan önce bırakması gerekir.
Uygulamadan sonra enfeksiyon oluşmaması için doktor tarafından antibiyotik reçete edilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda ilaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır. Uygulama bölgesinde şişlik görülmesi olasılığına karşı soğuk kompres uygulanabilir. Şişlikler kendiliğinden düzelmekle birlikte dudağa yan enjeksiyonunda biraz daha uzun süreli olabilir.
Uygulamadan sonra doktorun belirttiği süre boyunca sauna, buhar ve hamam gibi ortamlardan uzak durulmalıdır. Çünkü çok sıcak ortamlar ve buhar şişliğin artmasına neden olabilir.
Uygulamadan sonra ağrı kesicilerle giderilebilecek düzeyde sızlama şeklinde ağrı hissedilebilir.
Hastalar uygulamanın yapıldığı gün sosyal yaşantılarına devam edebilirler.
Genellikle yüz, dudak, alın bölgesi, alt çene, el ve yara izi olan bölgelere uygulanır.
Verilen hücrelerin yaşamaya devam etmesi durumunda kalıcıdır. Verilen hücrelerin ölmesi yağların erimesine neden olacağından dolgunun etkisi geçer.